Geçtiğimiz aylarda DC filmlerinin yeni yönetmeni James Gunn, 2013’te Man of Steel ile başlayan ve 2017’den beri geleceği şaibeli olan DC Extended Universe’ü resmi olarak sonlandıracaklarını ve ortağı Peter Safran ile sıfırdan kurdukları yeni DC sinematik evreninin ilk planlarını duyurdu. Gunn’ın Superman karakterinin en büyük önceliklerinden biri olduğunu, planladıkları yeni evrende daha genç bir Superman göreceğimizi ve ilk filmini bizzat kaleme alıp yöneteceğini duyurmasından sonra; bu yeni oluşacak evrende ilham alındığını görmek istediğimiz bazı Superman hikayelerini bu yazımızda derledik.
Action Comics (2011) – Grant Morrison
2011’de başlayan New 52 serisinin ilk Superman kitabı olan bu seride, Metropolis’e daha birkaç hafta önce gelmiş olan bir Clark’ın bir yandan dünyadaki yerini keşfederken, bir yandan da insanlığın Superman ile tanışmasını anlatıyor. Hikayesi baştan sona kadar temposunu kaybetmeyen bu seride Clark’ın Smallville’den ayrılırken arkadaşlarına veda etmesi gibi daha insanca ve duygusal anlardan; uzaylılar, zaman yolculuğu ve beşinci boyuttan gelen şeytanlara kadar her şey mevcut. Biraz daha fantastik ögeler ve Grant Morrison’ın beyin mıncıklayan hikaye yapısı ile kesinlikle okumaya değer bir kitap. James Gunn’ın yeni DC evrenini planlarken Grant Morrison’dan bolca ilham alacağını söylediğinden bu kitaptan da bolca esintiler göreceğimizi düşünüyorum.
Superman: Up In The Sky – Tom King
Bu hikaye özünde çok basit: Superman bir uzaylı istilasında kaçırılan küçük bir kızı kurtarmaya gidiyor. Ancak bu kızın galaksinin diğer ucunda olması; Clark’ın ilk başta dünyadaki her şeyi bırakıp o kadar uzun süre gitmeyi riskli bulmasını, eğer bir kişiyi bile kurtarabilecekse bunu denemesi gerektiğini hissetmesi, sadece bir kişiyi kurtarmak için bile yapabileceklerini çok güzel gösteriyor. Ayrıca özellikle son sayısı okuduğum en tatlı Superman anlarından birine sahip. Yeni DCU’da da bu şekilde insan hayatına değer veren, insanlara umut olan bir Superman görmeyi çok isterim.
Superman: Birthright – Mark Waid
Bu listede “Clark ilk kez Metropolis’e gelir, Lex Luthor ile kapışır ve dünya Superman’i tanır” hikayesini anlatan üç kitaptan bahsedeceğimiz ilki Superman: Birthright. The Flash ve Fantastic Four kitaplarından tanıdığımız Mark Waid’in yazdığı bu kitap, Clark’ın Metropolis’e gelmeden önce neler yaptığına ve Clark Kent ile Lex Luthor karakterlerinin neden bu şekilde olduklarına daha derinden dalıyor, ve diğer kitaplara nispeten daha canlı, daha hafif bir tonla bunu dengeliyor. Bu kitap Clark’ın gazeteci yönüne, insan hayatına verdiği değere ve bu değerin onu Superman olmaya motive eden güdü olmasına çektiği dikkatle öne çıkıyor.
Man and Superman – Marv Wolfman
Üstte bahsettiğim hikayenin anlatıldığı ikinci kitap ise The New Teen Titans ve Crisis on Infinite Earths’ten tanıdığımız yazar Marv Wolfman’ın yazdığı Man and Superman. Burada Metropolis öncesine Superman: Birthright kadar odaklanılmasa da daha yavaş bir tempo, daha iyi bir Lois Lane karakterizasyonu, Clark’ın iç düşüncelerine ve Lois’in gazeteci yönüne gösterdiği odak, son olarak da yavaş temposu sayesinde karakterlerin iç dünyasına daha çok bakabilmemiz nedeniyle kesinlikle tavsiye ettiğim, özellikle Lois Lane’in karakterinin DCU’da da benzer bir şekilde yansıtılmasını istediğim bir kitap.
Superman For All Seasons – Jeph Loeb
Jeph Loeb ve Tim Sale ikilisini Spider-Man: Blue sayesinde bilmeyenimiz yok sanırım. Aynı orijin hikayesinin üçüncü yeniden yorumlaması olan bu dört sayılık mini hikayede, Clark’ın Smallville’den gitmeye karar verdiği günden başlayarak Superman olarak geçirdiği ilk seneyi, her sayıda yeni bir mevsime geçerek Jonathan Kent, Lana Lang, Lois Lane ve Lex Luthor’un iç monologlarıyla beraber okuyoruz. Bu hikaye hakkında en sevdiğim nokta ölçeğin çok küçük tutulması. Çarpışılacak bir robot ordusu ya da dev bir uzaylı istilası yerine Clark’a, babasına, çocukluk arkadaşlarına ve Metropolis’teki insanlara odaklanıyor. Jeph Loeb ve Tim Sale ikilisinden beklediğim kadar duygu dolu bir hikaye.
Batman/Superman: World’s Finest (2022) – Mark Waid
Bu kitap sadece Superman’den ziyade Batman, Superman ve birkaç yan karaktere odaklı olsa da kariyerinin erken dönemlerindeki Superman’i, DC evrenindeki diğer kahramanlarla ve özellikle Batman ile olan dinamiği çok güzel göstermesi yüzünden bu listeye koymayı uygun gördüm. İyi yazılmış karakterler ve geçmiş zamanlarda geçmesi nedeniyle biraz daha nostaljik bir tona sahip olan kitap, Mark Waid’in yazarlığı ve Dan Mora‘nın da şahane çizimleriyle ayrıca öne çıkıyor. Yeni filmlerde Batman ve Superman’in arasındaki arkadaşlığın buradaki gibi yansıtıldığını görmek çok hoş olur.