Bir Kurgudan Fazlası: Fionna ve Cake

Cartoon Network’ün sevilen dizilerinden Adventure Time’ın spinoff’u olan Fionna ve Cake çizgi filmi , geçtiğimiz hafta Max üzerinden finalini verdi. Fionna ve Cake’in, namıdiğer Buz Kralı Simon Petrikov ile çoklu evrende kendilerini keşfettikleri bu maceraya birlikte göz atalım. Peki değerli Adventure Time fanları, bu çizgi film izlenmeye değer mi? Yazıda olabildiğince spoiler kullanmamaya özen göstersem de dikkat, bu yazı minik spoiler içermektedir.

Fantastik Ögelerden Uzak Bir Evren ve Diğer Çoklu Evrenlere Geçiş

“Hayatımın sihirli olması gerektiğini biliyordum!”Fıonna

Gerçekliğin, fantastik dünya kadar heyecan verici olmadığı zamanlarda kendinizi bunalımda hissediyor musunuz?

Süper güçler, lanetli yaratıklar, büyüler, şekerden yapılmış dev bir krallık, vampirler ve en önemlisi de bir tutam macera ve hayal gücü! Hepimiz, zaman zaman kendimizi gerçek hayatın monotonluğundan bunalıp, kendimizi fantastik bir evrende hayal kurarken bulmuşuzdur. Ana karakterlerimiz Fionna ve sevimli kedisi Cake de bizimle aynı dertten muzdarip.
Seri ilk olarak Fionna’nın fantastik ögelerden uzak bir evrende kendine göre bir iş bulmaya çalışması ve Fionna’nın kendini bu evrene ait hissedememesiyle başlıyor. Elbette orijinal serinin geçmişe dönülen bölümlerinde, fantastik ögeler olmayan bir evren görmüştük ancak ana karakterlerimizin de içinde bulunduğu ve büyüden uzak bir evreni detaylıca inceleme fırsatımız olmamıştı. Bu evrende ana evrene yapılan göndermeleri, ortamların samimi şekilde çizilmesini sevdim ve karakterlerin insan formlarının da çok güzel ayarlandığını düşünüyorum. İnsan formlarında olmalarına rağmen hangi karakterin kim olduğu anlaşılabiliyor. Gary’nin bir pastanecide çalışması, Marshall’ın her saniye söylediği şarkılar, Ateş Prensi’nin Fionna ile ilişkisini ve Hunter’ın baktığı bahçeyi görmek cidden beni izlerken eğlendirmişti. Ayrıca karakterleri seslendiren kişiler de değişmediği için tekrar Marshall Lee’nin yazdığı birkaç şarkıyı da duyabiliyoruz. Özellikle Adventure Time müziklerine bayılanlar için şunu söyleyebilirim ki kulaklarınız tekrardan bayram edecek!
İlerleyen bölümlerdeyse Fionna gibi bunalıma girmiş ve amaçsız şekilde dolaşan Simon’ın da bir takım olaylar sonucunda Fionna ve Cake ile bir yolculuğa çıkıyor. Bu yolculuktuysa yalnızca büyüden uzak bu evren ve Simon’ın da bulunduğu asıl evrenimiz Büyülü Ooo Diyarı’nı değil, aynı zamanda diğer çoklu evrenleri ve oradaki Finn ve Jake versiyonlarını da izleyebiliyoruz. Çoklu evrenlerde geçen hikayeler ise akıcı ve net. Bu serinin ortam ve temaları, eski Cartoon Network çizgi filmlerini andırıyor ve bir o kadar da ilgi çekici. Eski Adventure Time fanlarını duygulandıracak olan bu seri, aynı zamanda Adventure Time’ın herkese ve her zamana hitap ettiğini bir kez daha bize ortam ve temalarıyla kanıtlıyor.

Bir Sondan Bütün Başlangıçlara

Yazıda özellikle Marceline ve Bubblegum çiftine de ayrı bir yer vermek istedim. Adventure Time’ın orijinal serisindeki sansürlenmeye çalışılan ikiliden, her evrende birlikte görebileceğimiz bir çifte dönüşmeleri de açıkçası beni izlerken duygulandırdı. Özellikle Gary ve Marshall ikilisinin yan yana görmek ve hikayelerini fantastik olmayan bir evrende izlemek çok keyifliydi.

Peki Ya Yarım Kalan Deneyimler?

Simon’a adamak için o kadar çok zaman harcadım ki artık ben bile kim olduğumdan emin değilim.Betty

Elbette her çiftimiz Marceline ve Bubblegum kadar şanslı değiller. Fragmanda da gördüğümüz bu çifte özellikle yer verme sebebim ise Fionna ile birlikte Simon’ın da kendi hikayesini keşfetmesi. Ana serinin finalinde yaşananlardan sonra toparlanamayan ve kendini olanlardan ötürü suçlu hisseden bir Simon var karşımızda. Ana seride ise özellikle değinilen bir olay var: Tıpkı Betty’nin de söylediği gibi, bu ikili o kadar çok zamanlarını birbirleri için harcamışlardı ki artık kim olduklarını bilmiyorlardı. Neredeyse birbirleri için evreni yok etmeyi göze alan bu ikilinin bile ilişkileri içinde birbirlerini kötü etkilendiklerini görmek, bize her ilişkinin fantastik hikayelerdeki gibi kusursuz olmadığını tekrar hatırlatıyor. Simon’ın olanlardan sonra kendini bulma yolculuğu keza bu noktada kendi karakter gelişimi için çok önemliydi. Karakterlerin çok iyi yazıldığını düşünme sebeplerimden biriyse, tıpkı bu örnekte olduğu gibi karakterlerin gelişimlerinin ve psikolojilerinin çok iyi şekilde yansıtabilmeleri.

Son Söz ve Görüşlerim

Seriyi genel olarak beğendim, Adventure Time izleyenlerin kesinlikle izlemesi gereken bir dizi. Fionna ve Cake’in sizi, tekrar ana seriye başladığınız zamanlara götüreceğine eminim. Gerek giriş jeneriği gerekse ortamı olsun, yenilikçi hikayeleriyle birlikte ana serinin garip ve hoş havasını da korumayı unutmuyor. Adventure Time izlemeyen kişilere gelecek olursak, seri her ne kadar bir spinoff olarak geçse de asıl seriye konu bakımından çok bağlı. Bu yüzden eğer Adventure Time’da geçen belli başlı olayları bilmiyorsanız izlemenizi çok tavsiye etmem. Sizi her ne kadar içine çekebilse de bu dizinin hedeflediği kitle Adventure Time’in kendi izleyici kitlesi.

Bu serinin benim gözümde ayrıcalıklı bir yere sahip olma sebebi ‘gerçekliğe dönüş’ temasını düzgün işleyen sayılı çizgi filmlerden biri olması. Başta da dediğim gibi, hayatın monotonluğundan sıkılan veya kendi yaşam amacını unutmuş ve bu yüzden hayal evreninde yaşayan çok fazla insan var. Seri, bu konuya çok iyi değinebilmiş ve neden gerçekliğin bizim için önemli olmasını gerektiğini de gösteriyor. Aynı zamanda her ilişkinin mükemmel olmadığını da Simon’ın geçmişiyle birlikte gözler önüne seriyor. Unutmayın, hayal gücünüz size muhteşem şeyler gösterebilse bile önünüzde hala değiştirebileceğiniz kendi hikayeniz bulunmakta.

Okuduğunuz için teşekkür ederim.

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir