Stranger Things 4 Vol 1&2: Dünya ve Hawkins’in Sonu

Geçmiş (02.06): Stranger Things 4 Vol 1 – 1986 Baharında Canavar Avlamak

Stranger Things beni kendine bağlayan ilk Netflix dizisi olmasıyla çok özel bir yerde, her ne kadar 3. sezonu beğenemesem de ilk sezonun yeri hep ayrıdır. 2016 yılında başlayan bu macera yavaş yavaş sona yaklaşırken bize de incelemek düşer. Gelin bakalım, Stranger Things 4: Vol 1 inceleme vakti!

Zindanlar ve Ejderhalar

Stranger Things denince akla ilk gelen şey Dungeons&Dragons oyunudur. Bu sezon içerisinde Dungeons&Dragons aynı ilk sezon gibi gayet güzel kullanılmış, işte bu noktada bir RPG hayranı olarak tekrardan diziye bağlandım. Bu noktada Joseph Quinn‘i de tebrik etmek istedim bu sezonumuza dahil olan yeni karakteriyle diziyi sırtlamış. Duffer kardeşler öne çıkan karakter yazmakta bence oldukça iyiler özellikle 2. sezondan sonra yazdıkları her karakter birbirinden o kadar farklı ki diziyi izlerken ister istemez birileriyle kendini özleştirebiliyorsun, üstüne yazdıkları karakterleri çoğu zaman özellik bakımından abartı olarak kullansalar da dizi içerisinde sırıtmamayı başarıyor.

Zorbalar ve Cinayetler

Bu sezon aynı 3. sezonda olduğu gibi karakter çokluğundan ekibi ayırmaya karar vermişler ve bunu çok daha iyi bir şekilde becermişler. 3. sezondaki dağınıklığı bu sefer mantık çerçevesinde bir gruplaşma şeklinde görüyoruz. Bir tarafta Eleven’ımızın zorbalığa maruz kalmasıyla başlayan hikaye ilerlerken diğer yanda Hawkins cinayetleriyle mücadele ediyoruz, bir de Rusya’da mahsur kalmış Hopper’ımız var. Bölümler ilerledikçe bu gruplar dallanıyor ama bir noktada bu grupların hikayesi kesişmeye başlıyor en azından Rusya grubu dışında. Bu süreçte anlatılan tüm hikayeler ilgimi çekti ve sonunu merak etmeme neden oldu. 2. sezondan beri bu durumu yaşamıyordum bu konuda oldukça sevindim.

İlişkiler ve Problemler

Sezonda tek bir sağlıklı ilişki yoktu, herkesin ya önceki sezonlardaki ilişkisi çukura düşmüştü ya da zaten çukurda olan ilişkiler hala çukurdaydı. Bu konuda en çok takdir ettiğim nokta bu konuyu ön plana atıp diziyi mahvetmemeleri oldu. Hiçbir sorun beni baymadı hatta merak etmeme neden oldu çünkü bu konuları arka planda işleyerek gayet iyi bir şekilde hikayeye yedirdiler. Özellikle Max’in hikayesi ilk başta çok yoracak gibi gelse de asla yormadı.

Çocuklar ve Deneyler

Bu sezon özellikle deney kısımlarında ilk sezondan beri aklımızda olan soruları cevaplıyor üstelik bunlar sıkıcı geriye dönük sahneler yerine direkt hikaye içerisinde önemi olan sahneler olarak sunuluyor. Özellikle geçmişteki hikayeyi şu ana paralel götürmeleri çok hoşuma gitti. Mind Flayer hikayesini sevmeyen biri olarak ilk sezondaki bir hikayeyi devam ettirmeleri de ayrı hoş geldi. Ayrıca sonunda motivasyonu olan bir kötümüz var, Vecna gerçekten 3. sezon konuşmayan kötülerden sonra çok iyi geldi.

Sonlar ve Başlangıçlar

Bu sezon en sevdiğim sezonlar listesinde ikinci sırada yerini aldı şimdiden. Umalım ki bir film uzunluğunda olan finalimiz bunu bozmasın. Yazıda olabildiğince sürpriz bozan olmadan ilerlemeye çalıştım. Vol 2 çıktığı vakit uzun uzun genel bir sezon değerlendirmesi yapmak istiyorum. Vol 2 çıkmadan sezonu tam değerlendirmek bence bir haksızlık olur çünkü ne güzel diziler gördük finalleriyle battı. Bakalım Vol 2 nasıl olacak?

Günümüz: Stranger Thing Vol 2 – Tarihin En Büyük Konseri

İlk yazımda ne kadar belli etmesem de bu son iki bölüm için çok endişeliydim. Sezonun ilk kısmı o kadar iyi gitmişti ki son iki bölümde her şeyi batırırlarsa diye korkuyordum ama şunu söyleyeyim Stranger Things 1 sonrası en iyi Stranger Things sezonu var karşımızda.

Stranger Things izlerken ilk sezon sonrası hep bir şeyler eksik hissetmiştim. Ne olursa olsun ilk sezona ulaşamıyordu dizi, zaten üçüncü sezonda da çok zayıf bir hikayeyle devam etmişlerdi. Bu sezona geldiğimizde ise bu durumu aslında bir amaç uğruna yaptıkları anlaşıldı. Tüm bu 3 sezonluk macera aslında bizi bu ana getirmek içindi, attıkları her adım bu sezonu şekillendirdi. Tabi ki bu ana kadar her şey planlanmadı, bazı olaylar yazma sürecinde o ana göre şekillendi lakin bunları da olabilecek minimum açıklarla yapmayı başarmışlar. Bu sezonu izlerken sürekli Duffer Kardeşleri takdir ettim.

Özellikle sezon finalinde tam iki noktada çok sinirlenir gibi oldum. Hikayeyi basitçe çözmelerinden çok korkuyordum ve o noktaya vardığımızı sandım ama bu noktaları son sahneler ile harika bir şekilde birleştirerek ters köşe yaptırıp izleyiciyi hem devamı merakta bıraktırıldı hem de gayet tatmin ediciydi. İzlerken en keyif aldığım sezonun -ilk sezon kaliteli bulsam da bu sezonun bence seyir keyfi daha yüksek- böyle tatmin edici bir sonla bitmesi gerçekten beni mutlu etti.

Son zamanlarda Netflix yapımlarından uzaklaşmış bir noktadayken Stranger Things bunu tersine çevirdi ve Netflix ile tanışmamı sağlayan dizi tekrardan beni Netflix yapımları için umutlandırmaya başladı. Şu andaki tek sıkıntım bir sonraki sezonu yıllarca beklemek olacak. 5. sezonuyla final yapacak diziden sonra Duffer kardeşlerin nereye yöneleceğini merak ediyorum.

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir