Çocukluğumuzdan Bir Parça – Fate The Winx Saga

Çoğumuzun çocukluğunda günlerini beraber geçirdiği Winx Club animasyon dizisi, geçtiğimiz yılın Ocak ayında Netflix’te live-action olarak yayınlandı. Dizinin yönetmenliğinde The Vampire Diares‘den tanıyabileceğiniz Brain Young ve orijinal Winx Club‘ın arkasındaki isim Iginio Straffi var. Dizi 6 bölümden oluşuyor ve her bölümü ortalama 50 dakika.

Winx izleyerek büyüyen bir çocuk olduğum için bu yapımın haberini aldığım ilk günden beri büyük bir heyecanla çıkmasını beklemiştim. Tahmin ettiğiniz üzere çıktığı gün oturup hemen bitirdim. Geçtiğimiz ay dizinin ikinci sezonundan ufak bir tanıtımın yayınlanmasıyla benim de tekrardan radarlarıma girdi. İkinci sezonun bu yılın sonbahar aylarında gelmesi bekleniyor, ben de öncesinde ilk sezonla ilgili ufak bir inceleme yazmak istedim. Bu yazıda size dizinin konusundan, çizgi diziye göre nelerin değiştiğinden ve kendi düşüncelerimden bahsedeceğim.

Dizinin Konusu ve Evreni

Dizimiz; Otherworld’de bir ülke olan Solaria’da, Alfea adındaki bir okulda geçiyor. Alfea, elementler üzerinden belli güçlere sahip olan perilerin ve kendilerini dövüşmek konusunda geliştiren uzmanların beraber öğrenim gördüğü bir okul.

Hikayemizin baş karakteri olan Bloom, bir ateş perisi ve kendi güçlerinin farkında değil. Hatta diğer perilerin aksine Otherworld’de hiç bulunmamış, Alfea’ya dünyadan gelmiş. Bloom yaşadığı bir sinir krizi sonrası güçlerini kontrol edemeyerek ailesi için büyük bir travmaya sebep oluyor. Tam da bu zamanlarda başka zarar vermemek için kendini evden soyutluyor ve o sırada Alfea’daki müdire Farah ile karşılaşıyorlar. Farah ile olan tanışmasından sonra Alfea’da eğitim almaya karar veren Bloom, ailesine başka bir ülkeye eğitime gittiği yalanını söyleyerek dünyadan ayrılıyor.

Bloom’un Alfea’ya gelişinden sonra diğer perileri ve uzmanları görme fırsatı buluyoruz. Stella, kraliçe Luna tarafından yönetilen Solaria’nın prensesi ve bir ışık perisidir. Musa zihin perisi, Terra doğa perisi, Aisha su perisi olarak yer almış.

Bu beş peri birbirlerinin oda arkadaşı oluyor ve aralarında zamanla oluşan bağa tanıklık ediyoruz. Bir süre sonra okulda Bloom hakkında birçok söylenti ortaya çıkıyor. Bu söylentilerin peşinden gitmeye kararlı olan Bloom, kendi geçmişine dair birçok şey öğreniyor. Arkadaşlarıyla beraber bir yandan bunların doğruluğunu araştırırken bir yandan da Otherworld için tehdit oluşturan Yanıklar’la mücadele ediyorlar. Biz de bu karmaşanın içerisinde neyin doğru neyin yanlış olduğunu anlamaya çalışıyoruz.

Neler Değişmiş?

Öncelikle Netflix bu dizinin çizgi diziden bir noktada bağımsız olacağını zaten bize söylemişti fakat eğer çizgi diziyi izlediyseniz değiştirilen şeyleri fark etmeden duramıyorsunuz. Hatta hikayeyi takip etmekten çok “Bak bunu farklı yapmışlar.”“Al işte şunu da değiştirmişler.” derken kendinizi bulma ihtimaliniz oldukça yüksek.

Ayrı ayrı değişimlere değinmeden önce genel olarak Bloom’un hikayesinde bir tık değişikliğe gidildiğini söylemeliyim. Çizgi dizideki hikayesini daha çok beğensem de Fate’de işlenen hikayesi de hiç fena değil.

1-Periler, Uzmanlar ve Cadılar

Orijinal senaryoda; Bloom, Stella, Flora, Muisa, Tecna ve senaryoya sonradan dahil olan Layla var. Fate’de teknoloji perisi olan Tecna’yı direkt çıkartmışlar. Müzik perisi olan Muisa’yı zihin perisi olan Musa olarak görüyoruz ama kendisini insanların neler hissettiğini duymamak için sürekli müzik dinlerken görüyoruz. Bunun hoş bir detay olduğunu düşünüyorum. Doğa perisi olan Flora ise burada Terra olarak yer almış ancak dizinin bir bölümünde Terra’nın “Flora” isimli bir kuzeninden bahsettiğini duyuyoruz.

Normalde oldukça geniş bir kadrosu olan Uzmanlar ise burada sadece iki kişi: Riven ve Sky. Üstelik normalde kraliyet ailesinden gelen Sky’ın burada öyle bir konumda olmadığını görüyoruz.

Orijinal senaryoda yer alan ve perilerimizi sürekli rahatsız eden Icy, Darcy ve Stormy isimli cadılardan oluşan Trix, dizide tam olarak yer almıyor. Bunun yerine tek başına Beatrix’i getirmişler.

2- Evrendeki Değişimler

Normalde periler Alfea’da, uzmanlar Kızılçeşme’de, cadılar ise Bulutlu Kule’de eğitim alırlardı ve üç farklı okul vardı. Fate’de ise bunu tek bir okula düşürüp Alfea yapmışlar ve cadılar için özel bir eğitim bulunmamakta. Bunun mantıklı bir hareket olduğun düşünüyorum çünkü öbür türlü evreni kontrol etmek ve karakterleri karşılaştırmak oldukça zorlaşabilirdi. Çizgi dizide Solaria ve Eraklyon birer gezegenken, Fate’de birer ülke konumunda. Alfea, Magix’te yer alırken bu dizide Solaria’da bulunuyor.

Ayrıca perilerimiz çizgi dizide dönüşüp kanatlanma yeteneklerine sahipken tahmin edildiği üzere Fate’de bu durum yok. Bunun nedeni ise dizinin ilk bölümlerinde açıklanıyor. Winx’in büyük bir parçası olan bu özelliğin olmamasına her ne kadar üzülsem de live-action bir dizide biraz garip durabileceğini düşünüyorum.

3- Kişilikler ve Yeni Kişiler

Perilerin çoğu çizgi dizideki kişilikleriyle kalmaya devam etse de aralarından biri oldukça değiştirilmiş: Stella. Bu değişimi neden yaptıklarını anlayabiliyorum ancak insan eski halini de aramıyor değil… O sıcakkanlı, konuşkan, her duyguyu doruklarda yaşayan Stella’nın yerine bambaşka birini getirmişler. Çizgi dizideki modaya olan düşkünlüğüyse bir tık farklı olarak Fate’de de devam ettirilmiş.

Çizgi dizide olmamasına rağmen Fate’e eklenen birkaç isim var. Bunlardan biri uzmanlarda yer alan Dane. Açıkçası Dane’in iyi bir şekilde işlendiğini düşünmüyorum çünkü bir oraya bir buraya gidiyor. Kendisi de ne istediğinin çok farkında olan bir karakter değil.

Bunun dışında Terra’nın abisi olarak gördüğümüz Sam var ve diziye çok iyi yerleştirildiğini düşünüyorum. Winx perileriyle olan iletişimi çok iyi işlenmiş. Aynı zamanda çizgi dizide hiç erkek peri yokken burada görmek hoşuma gitti.

Ben Ne Düşünüyorum?

Öncelikle dizi bence genel olarak güzel. Oldukça akıcı bir şekilde ilerliyor. Özellikle dizinin 6 bölümden oluşması da bence çok yerinde bir karar olmuş. Tek sıkıntısı bölüm sayısı az olduğu için karakterlerin birbiriyle kaynaşması çok hızlı bir şekilde oluyor ama ben bu durumun çok da gözünüze batacağını düşünmüyorum.

Tüm dizi boyunca sürekli bir şeyi öğren, yanlış çıksın, doğrusunu öğren, o da yanlış çıksın döngüsü beni biraz yordu. Bu noktada biraz aşırıya kaçtıklarını düşünüyorum. Ek olarak son bölümün son dakikalarında birçok olayı peş peşe sıralamaları da bir tık garip olmuş. Bunların yavaşça 6 bölüme yedirebilirlerdi.

Orijinal hikayede belli başlı değişiklere gitseler de çoğunun diziye iyi yedirildiği kanısındayım. Bazı şeylerin eksikliğini hissedip “Bunu olduğu gibi bıraksalar daha iyi olurdu.” dediğim yerler oldu ancak genel senaryoyu beğendim. Bunların yanında çizgi diziden alınan, kullanılan olaylar da yok değil. Özellikle çizgi dizide olan Bloom’un bebeklik albümünü burada da kullanmaları çok hoşuma giden bir detay oldu.

Önceden de belirttiğim gibi, çizgi diziyi izlediyseniz yapılan değişiklikler gözünüze batabilir ve sırf bu yüzden diziyi beğenmeyebilirsiniz ancak senaryo çok akıcı bir şekilde işlenmiş. Çizgi diziyi izlemeyen ve fantastik kurgularla gençlik dizilerini sevenlerin bu diziden memnun ayrılacaklarını düşünüyorum.

İkinci Sezondan Neler Bekliyoruz?

Geçtiğimiz ay gerçekleşen GeekedWeek etkinliğinde Fate: The Winx Saga’nın 2. sezonundan ufak bir ilk bakış videosu geldi.

Dizinin ilk sezonunda Terra’nın Flora isimli bir kuzeninden bahsettiğine tanık olmuştuk. Aslında çoğumuz başta Flora’nın yerine Terra’nın geldiğini düşünüyorduk ancak tanıtım videosunda da gördüğümüz üzere Flora da bir doğa perisi. İkinci sezonda kendisi Winx’e dahil olabilir diye düşünüyorum. Şu kısacık tanıtım videosunda bile çocukluğumdan hatırladığım Flora’yı hissedebildim. Flora’nın diziye eski çizgi-diziden dahil olacak tek karakter olacağını düşünmüyorum açıkçası çünkü Uzmanlar kadrosunda da büyük bir eksiklik var. Her ne kadar bu dizinin çizgi-diziden bağımsız olduğu açıklansa da Flora’nın gelmiş olması yeni tanıdık yüzler görebileceğimizin sinyallerini veriyor bana.

İkinci sezonun bu yılın sonbahar aylarında gelmesi bekleniyor. Henüz net bir tarih yok, belki gelmeden bir fragman görebiliriz. O zamana kadar 1-2 günde bitirilebilecek çerezlik bir dizi olmuş Fate: The Winx Saga. Çizgi-diziden bağımsız olarak fantastik evrenleri seviyorsanız da bakmanızı öneririm.

Yeni sezon için bekleyişteyiz!

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir