Hayat zorlaştığında ve yorulduğumuzda, bazen sıcak ve arkadaş canlısı bir ortamda içilen taze bir bardak kahve bile bizi daha iyi hissettirir. Kendine sıcak bir bardak içecek hazırlamanın tek başına rahatlatıcı bir etkisi vardır, hassas demleme süreci sonuç kadar tatmin edicidir bazen. İşte Coffee Talk ile anlıyoruz ki bu süreç sanal ortamda da gerçekteki kadar tatmin edici. Touge Productions, bu dijital roman sayesinde sıcak bir içecek gibi içimizi ısıtıyor.
Oyunun dijital roman olduğunu anlamamız önemli çünkü oyun bize diyalog opsiyonları veya oyunun seyrini değiştirecek seçimler yapma hakkı tanımıyor, barista olarak gözlemlediğimiz hayatlara yaptığımız içecekler sayesinde ufak dokunuşlarda bulunuyoruz sadece. Bu bazen öksürüğe iyi gelebilen bir çay, bazen ise bir kurt adamın kendini kontrol edebilmesini sağlayan bir karışım ile oluyor.
Oyun alternatif bir Seattle’da geçiyor. Yıl 2020. Servis ettiğimiz kişiler arasında insanların yanında peri, elf, ork, vampir, deniz kızı gibi birçok fantastik yaratık var. Ama oyunun fantastik yönü sadece karakter tasarımı ile sınırlı kalmış çünkü farklı mitolojik canlılar aracılığıyla bize bahsedilen konular son derece gerçekçi. Mesela köklü bir elf ailesinden gelen ve türünün dışında evlenmesine izin verilmeyen Baileys ve sevgilisi Lua ile ırkçılığı, kızını dünyadan korumak isteyen kedi-insan babanın kaygılarını, iş yükünden bunalmış bir oyun tasarımcısı ork‘un sadece biraz huzur aramasını kendi yaşantılarımızdan parçalar bularak oynuyoruz ve izliyoruz.
Karakterler aracılığıyla gözlemlediğimiz hikayeler kendimizle çok kolay ilişkilendirebildiğimiz şeyler. Komplike veya gerçek dışı senaryolar olmadıkları için hiç zorlama hissettirmiyorlar, ağır diyalog odaklı bir oyun olmasına rağmen sıkılmadan kendinizi hikayelerin içinde buluyorsunuz. Çoğunlukla işiniz sadece oturup dinlemek. Konuşmalara grafik olarak eklenen çeşitlikler de sıkıldığım yerlerde beni hikayeye geri çekmeyi başardı. Oyun süresi de bana yeterli geldi, 4 saat gibi bir sürede ana hikayeyi tamamlayabiliyoruz ve mütevazı dükkanımızdan gelip geçen müşterilerin hayatlarına belirli bir mesafeden tanıklık edip sonra hepsinin tatmin edici bir sona ulaştığını görebiliyoruz. Ana hikaye bittikten sonra da ekstra başarıları açabilmek için seçtiğimiz bir güne geri dönüp baştan oynayabiliyoruz. Sadece kahve yapmak ve süslemek ilginizi çektiyse de sınırlı ve rekabetçi girebildiğimiz bir serbest demleme modu da mevcut.
Coffee Talk basit bir oyun. Oynanabilirliği kolay ve piksel art tasarımı şık detaylara sahip olsa da göz yormuyor. Oyunu oynanmaya değer kılan şey ise atmosferi. Telefonunuzdan değiştirebildiğiniz sakin ambiyans müzikleri, gelen müşterilerin zamanla sizin için tanıdık birer yüz olması ve ısrarla yaptığınız başarısız latte artlar gibi küçük detaylar birleşince bu oyunu oynanmaya değer kılıyor. Zor bir günün ardından yanınıza bir bardak sıcak kahvenizi alıp yorgana gömülür gibi bu oyuna gömülmek istiyorsunuz, en azından benim için öyle oldu.
Gelelim güzel habere
En sevdiğimiz kahve dükkanını özleyenler için müjde: Oyunun ikincisi Coffee Talk Episode 2: Hibiscus & Butterfly 2023 yılında çıkıyor!
‘’Favori kahvecinizi ve fantastik arkadaşlarınızı birkaç sıcak içecek eşliğinde ziyaret etmenizin vakti geldi.’’
Diyor steam açıklamasında, belki de çok da normal olmayan bir barista olarak tanıdık eski yüzlerin yanına yeni kişiler, kahve ve çay yapmak içinse yeni mekanikler ve malzemeler geliyor. Oyunun demosu şu an oynanabiliyor, açılıştan kapanışa kadar bir gün geçirip oyunun yeni özellliklerinden bazıları hakkında fikir sahibi olabilirsiniz. İkinci kısmın fragmanını buraya bırakıyorum.
Bu tarz oyunlar herkese hitap etmeyebiliyor ama ilginizi çektiyse kesinlikle bakmanızı öneririm, ben çok beğendim. Okuduğunuz için teşekkür ederim.